Cumartesi, Ağustos 02, 2014

Borsada Kazandıran İpuçları


Charles Dow

Hayatının büyük bir bölümünü ekonomi yazarlığı yaparak geçiren Charles Dow, 6 Kasım 1851'de Connecticut'ta dünyaya gelmiştir. Çiftçi bir babanın oğlu olan Charles Dow kendisine meslek olarak gazeteciliği seçmiş ve ölümüne kadar çeşitli gazetelerde muhabirlik ve editörlük yapmıştır.

Bir maden kasabası olan Leadville, Colorado'da finans muhabirliği yapmaya başlayan Charles Dow, konusunda daha iyi çalışmalar yapabileceği New York'a yerleşmiş ve Wall Street'te Maden Borsası ile ilgili bir iş bulmuştur. Kısa zamanda güvenilir ve finans konusunda uzman bir muhabir olarak geniş çapta bir ün kazandıktan sonra Edward D. Jones ile karşılaştığı Kiernen Haber Ajansında göreve başlamıştır.

Kasım 1882'de Charles Dow ve Edward D. Jones Kiernen'dan ayrılarak Dow Jones & Company'yi kurmuşlardır. Çalıştırdıkları muhabirlerin topladıkları piyasa haberlerini ertesi gün için derleyip yayınlayarak The Wall Street Journal'ın ilk tohumlarını atmışlardır.

The Wall Street Journal ilk olarak 8 Temmuz 1889'da yayın hayatına başladığında Charles Dow gazetenin editörlüğünü yapmaya başlamış ve gazetesinde finans ve yatırım gözlemlerini, fikirlerini yayınlamaya başlamıştır.

Dow Teorisi

Modern Teknik Analizin atası olarak nitelendirilen Charles Dow'un The Wall Street Journal gazetesinde 1900 - 1902 yılları arasında yayınlanan makalelerinden derlenerek ortaya çıkarılan Dow Teorisi, teknik analiz metodlarının en eskisi ve hakkında en çok araştırma yayını yapılmış olanıdır.

Teorinin amacı, hisse senedi piyasasının yönünü (trendini), genel iş dünyasının gidişatı ile ilişkilendirmek, kısa vadeli fiyat hareketlerini gözardı ederek hisse senedi piyasasının genel yönünü tahmin etmeye çalışmak ve bu sayede belirlenen trendin doğru zamanda doğru tarafında yer alabilmektir.

Örnek bir çalışmanın bize gösterdiğine göre 1897 yılında Dow Jones Industrial Average'dan $44'lık hisse senedi satın alan bir yatırımcı, Dow Teorisi'nin her "sat" sinyalinde hisselerini satıp, bir sonraki "al" sinyalinde tekrar alım yaptığı takdirde, 1897'de $44 olan yatırımı 1990'da $51.268'a ulaşacaktır (Bu örnekte Dow Teorisinin 1897 yılında var olduğu farzedilmiştir. Aslında Dow Teorisi ilk olarak 1900 yılında yayınlanmıştır). Eğer yatırımcı 1897'de $44'a aldığı hisse senetlerini alım-satım yapmadan 1990 yılına kadar elinde tutmuş olsaydı, portföyü sadece $2500'a yükselebilecekti. Gerçekte bu örnek yaşanmış olsaydı, edinilen kazanç üzerinden yüksek oranlarda işlem komisyonları ve gelir vergisi kesintileri yapılsa dahi Dow Teorisi'nin "satın al ve tut" stratejisine göre daha fazla kazandıran bir strateji olduğu görülebilmektedir.

Dow Teorisi'ne göre, hisse senetlerinin büyük çoğunluğu piyasanın temelinde var olan bir trendi izlemektedirler. Sözkonusu hisse senedi piyasasını tanımlayabilmek için Charles Dow 1897 yılında iki endeks tanımlamıştır: 12 adet endüstri şirketi hisse senedinden oluşan Dow Jones Industrial Average ile 12 adet demiryolu şirketi hisse senedinden oluşan Dow Jones Rail Average. Dow Jones Rail Average'in adı ileriki yıllarda ulaşım sektörüne kara ve hava taşımacılığı da dahil olduktan sonra Dow Jones Transportation olarak değiştirilmiştir. 1929'da Utility Average'in oluşturulması ile temel endeks sayısı 3'e çıkmıştır. Bugün;

Dow Jones Industrial Average'de

30 şirket

Dow Jones Transportation Average'de

20 şirket

Dow Jones Utility Average'de

15 şirket

işlem görmektedir.

DJIA (Dow Jones Industrial Average) ve DJTA (Dow Jones Transportation Average) endekslerinin oluşturulmasının ardındaki mantık, bu iki sektörün birbirinden bağımsız olması; fakat faaliyet konuları dolayısıyla da birbirleri ile de ilişkili olmalarıdır. Üretim sektöründeki şirketler, ürünlerini piyasaya sunmak için ulaşım sektöründen faydalanmak zorundadır, bu sebeple üretim sektöründeki iyi yöndeki gelişmeler ulaşım sektörünü de olumlu yönde etkileyecektir. Eğer bir sektör diğerinden daha iyi bir performans gösterecek olursa endekslerin trendlerinde bir ıraksama (birbirinden uzaklaşma) görülecektir. Bir sektör endeksinin trendi diğerini yakalayamaz ve aradaki fark büyürse, piyasada önemli bir dönüş yaşanacağı söylenebilir.

1900'lü yılların ilk başlarında Charles Dow tarafından bu prensiple birlikte diğer çalışmaları, kendisinin ardından gelen ve çalışmalarını devam ettiren William Peter Hamilton tarafından geliştirilip düzenlenerek bugün bilinen Dow Teorisi oluşturulmuştur. Derlemelerini 1922 yılında "Stock Market Barometer" adlı bir kitapta yayınlayan William Peter Hamilton'dan sonra Robert Rhea 1932'de "Dow Theory" adlı çok daha tamamlayıcı ve düzenli bir kaynak yayınlamıştır. Yayınlanmış bu çalışmalardan hareketle Dow Teorisini 6 başlık altında toplayabiliriz:

1. Ortalamalar (endeksler) bize her şeyi anlatır

Bir hisse senedinin fiyatı, o hisse hakkındaki anlık veya potansiyel tüm duygu, yargı ve haberleri yansıtmaktadır. Yatırımcılar duydukları haberleri hemen başkalarına iletirler. Haberin olumlu veya olumsuz oluşu arz ve talebi, dolayısıyla hisse senedinin fiyatını etkileyecektir. Bu sebeple piyasa katılımcılarının bilgisi dahilinde olan her şey fiyatı etkileyecek, fiyat verileri ile hesaplanan endeksler de her şeyi yansıtacaktır.

2. Piyasada üç temel hareket (trend) vardır

Herhangi bir zamanda hisse senedi piyasasını etkileyen ve birbiri içerisinde gerçekleşen üç hareket (trend / akım) vardır.
Ana (Primary) Trend

Yükselen (bull) veya düşen (bear) piyasa trendini gösteren ana trend, bir yıldan birkaç yıla kadar süren bir dönem içerisinde gözlemlenebilmektedir. Yeni oluşan fiyat eski fiyata göre yüksekse (higher-highs, higher-lows) ana trend yükseliş yönündedir. Eğer yeni fiyatlar eski fiyatlara göre daha düşükse, (lower-highs, lower-lows) ana trend düşüş yönündedir.

İkincil (Secondary) Trend

Yükselen bir piyasadaki önemli düşüşler veya düşen bir piyasadaki önemli yükselişler olarak gerçekleşen ikincil trendler bir aydan birkaç aya kadar sürmektedir. İkincil Trendler ana trendin ara, düzeltme reaksiyonları olarak oluşurlar. Genellikle bir önceki ikincil hareketin 1/3'ü ile 2/3'ü arasında hareket ederler. Aşağıdaki grafikte Ana Trend (A) ve İkincil Trendler (B ve C) ile gösterilmektedir.

Küçük (Minor) Trend

Bir günden üç haftaya kadar süren minor trend kısa vadeli olduğundan ve manüpülasyonlara maruz kalabileceğinden uzun vadeli yatırımcıları yanlış yönlendirebilirler. İkincil trend birkaç minor trendden oluşmaktadır.

Ana ve ikincil trendler uzun süreli olduklarından manipülatif hareketlerden etkilenmemektedirler, çünkü manipülasyonlar bu kadar uzun süremezler.

3. Ana trendler üç aşamadan (phase) oluşmaktadır

İkinci prensipte açıkladığımız gibi en önemli piyasa hareketi olarak nitelendirilen ve hem düşüş hem de yükseliş yönünde gerçekleşebilen ana trend, bir yıldan birkaç yıla kadar sürmektedir. Ana trendin gelişimi ve sonuçlanması üç aşamadan oluşmaktadır.
Yükselen (bull/bullish) trendin aşamaları

Birinci aşama bilinçli yatırımcıların ekonomik iyileşme ve uzun vadeli büyüme beklentilerinden kaynaklanan yoğun alımları ile başlamaktadır. Genel piyasa koşulları sıkıntılı ve karamsardır. Bilinçli yatırımcılar bu sıkıntıdan etkilenerek satılan hisse senetlerini satın alırlar.

İkinci aşamada genel ekonomik koşullarda düzelme ve şirket karlarında artışlar görüldükçe piyasadaki diğer yatırımcılar da alıma başlarlar.

Üçüncü ve son aşamada ekonomik koşullar oldukça iyi görünmekte ve şirket karlılıkları rekor düzeylerde gerçekleşmektedir. Bu olumlu piyasa şartlarında, karamsar yatırımcılar da dahil olmak üzere herkes fiyatların daha da yükseleceği düşüncesi ile daha çok hisse senedi almaya başlar. Bu aşamada bilinçli yatırımcılar devreye girerler ve düşüş beklentileri olduğu için ilk aşamada satın almış oldukları hisse senetlerini satmaya başlarlar, yani karlarını realize eder, ve olası düşüşlere karşılık önlem almaya başlarlar.

Aşağıdaki grafikte yükseliş trendi için üç aşamalı alış-satış hareketleri gösterilmektedir.

Düşen (bear/bearish) trendin aşamaları

Bir düşüş trendi, bilinçli yatırımcıların düşüş trendi beklentileri ve karlarını realize etmek amacıyla ellerindeki hisse senetlerini satmaları ile başlamaktadır. Yükseliş trendinin sonunda fiyatlar yükselmiş ve piyasa aşırı doyum noktasına ulaşmıştır. Artık fiyatların daha fazla yükselmeyeceğini düşünen ve karlarını realize etmek isteyen yatırımcılar, ellerindeki hisse senetlerini satmaya başlarlar ve fiyatlar bu aşamada düşmeye başlar.

İkinci aşamada ekonomik koşullar kötüye gitmeye başlar ve şirket karlılıklarında önemli düşüşler görülür. Buna aşırı arz nedeniyle hisse senedi fiyatlarındaki düşüş de eklenince daha çok sayıda yatırımcı satışa başlar.

Son aşamada da kötü piyasa heberleri yayılmaya başlar ve yatırımcılar hisse senetlerinin gerçek değerini gözönüne dahi almadan panik bir şekilde satmaya devam ederler.

Düşüş trendi sona erdikten sonra resesyondaki iyileşme beklentileri ile birlikte bilinçli yatırımcılar tekrar yoğun hisse senedi alımlarına başlarlar ve böylece yeni bir yükseliş trendine girilir.

4. Endeksler birbirlerini doğrulamalıdır

Industrial Average (DJIA - Dow Jones Industrial Average) ve Rail Average (DJTA - Dow Jones Transportation Average) Endeksleri trenddeki bir değişimi işaret edebilmek için aynı yönde hareket etmek zorundadır.

Her iki trend de bir önceki tepe değerinden daha fazla yükselerek düşüş trendinin bittiğini veya bir önceki en düşük seviyeden daha aşağı düşerek yükseliş trendinin sona erdiğini onaylamalıdır.

Aşağıdaki grafikte her iki endeks de bir önceki tepe değerinden daha fazla yükselerek yeni trendin başladığını işaret etmektedir.

5. İşlem Hacmi (volume), trendi onaylamalıdır

Dow Teorisi hisse senedi fiyat hareketleri üzerine kurulmuştur. Fiyat hareketlerinin yetersiz kaldığı belirsizlik durumlarında işlem hacmi verilerinden faydalanılmaktadır.

İşlem Hacmi grafiği ana trend doğrultusunda hareket etmelidir. Fiyat artarken işlem hacmi zayıf kalıyorsa veya fiyat düşerken işlem hacmi artıyorsa süregelen trendde bir değişim olacağı söylenebilir.

Aşağıdaki grafikte yükselen ana trendi onaylayan işlem hacmi grafiği görülmektedir.

6. Kesin bir dönüş sinyaline kadar trend aynı kalır

Yükseliş trendini yeni fiyatların eskilerine oranla yüksek olması (higher-highs, higher-lows) şeklinde tanımlamıştık. Bir yükseliş trendinin sona ermesi için en azından bir kez yeni fiyatın eskisinden düşük olduğunu görmemiz gerekmektedir (düşüş trendi için de tersi durum sözkonusudur). Ayrıca iki endeksten sadece bir tanesindeki kesin dönüş tek başına yeterli değildir, diğer endeks tarafından da bu dönüşün onaylanması gerektiği unutulmamalıdır.

Bir ana trend için hem DJIA hem de DJTA tarafından düşüş sinyali verilirse yeni trenddeki düzensizlikler daha büyük oranlarda gerçekleşir. Bununla birlikte bir trend ne kadar uzun sürerse o trenddeki düzensizlikler gittikçe azalış gösterir.

Aşağıdaki grafikte C düşüş trendinin A (higher-high) ve B (higher-low) noktalarından sonra sona erdiğini görebiliriz.

Fiyat hareketleri trendi belirlemektedir

Yükseliş trend sinyali yeni fiyatların eskilerinden yüksek olması durumunda veriliyordu (düşüş trendi için ise tersi durum sözkonusudur). Aşağıdaki (a) örneğinde X noktasında bir düşüş hareketiyle kesilen yükseliş trendi görmekteyiz. Bu örnekte üç adet yeni yüksek tepe (higher-high) ve üç adet de yeni yüksek dip (higher-low) görülmektedir. Trend üçüncü düşüşten sonra tekrar yükselmiş fakat yeni bir yükseliş yapamamış ve üçüncü (önceki) tepeyi geçememiştir. Daha sonra gerçekleşen düşüş, ortalamayı aşağı çekerek bir düşüş trendini başlatmıştır.

(b) örneğinde, yükselmekte olan bir piyasada üçüncü çıkış gerçekleştikten sonra ortalama, bir önceki dip noktasının da altına düşerek düşüş sinyalini vermeye başlamaktadır. Bu örnekte X değeri düşüş trendinin ilk dip noktası değil, yükseliş trendinin son parçasıdır. Dow Teorisi ile ilgilenenlerin çoğu X noktasını bir düşüş sinyali olarak nitelendirmeyip Y noktasını beklemeyi tercih etmektedirler. Bu gibi belirsiz durumlarda yorum yapabilmek için bazı ek göstergelere de başvurmak ve önlemler almak gerekmektedir.

Eğer işlem hacmi verileri, düşecek bir piyasayı işaret ediyorken açık bir şekilde manipülatif olan yükseltici hareket gözlenecek olursa, bu durumda piyasanın düşme ihtimali oldukça yüksektir.

Bu gibi özelliklerin görülemediği durumlarda şüphede kalmadan dikkatli karar verilmelidir. Unutulmamalıdır ki, teknik analiz kanıtların ağırlıklarından yola çıkarak trendlerin dönüş noktalarını belirlemek üzerine kurulmuştur. Dow Teorisi bu kanıtlardan sadece biridir. Eğer birkaç indikatör daha bu belirsiz X noktasında bir trend dönüşünü gösteriyorsa burada trendin döneceğine artık kanaat getirebiliriz.

(c) ve (d) örnekleri düşen bir piyasadaki belirsizlik noktalarını göstermektedir.

Aşağıdaki grafikte de bir ana yükseliş veya düşüş trendi dönüşü sonucunda bir doğru oluştuğunda bunu süregelen ana trend içinde bir hareket mi yoksa yeni bir ana trendin ilk basamağı mı olduğunun ayrımını görebilirsiniz. Bu nokta, Dow teorisinin en kritik ve yorumlanması en güç noktasıdır.

Unutulmaması gereken bir nokta, ikincil hareketler bir önceki ana trendin en az 1/3'ünü tekrarlamalı ve kendinden önceki diğer ikincil hareketin sonuçlanmış olması gerekmektedir. Aynı zamanda ikincil hareketler en az 3-4 ay kadar devam etmelidir.

Bir diğer ipucu da, işlem hacmi verileri ile, süregelmekte olan ana trendin olgunluğudur. Eğer piyasada üçüncü aşama olarak adlandırılan spekülasyonlar, yanlış umutlanmalar, yaygın bir karamsarlık hüküm sürüyorsa ana trendin dönüş noktasındaki düzensiz hareketler daha fazla olacaktır, fakat kısa sürelidir. Özetle, Dow Teorisi piyasanın ana trendinin süresini ve büyüklüğünü değil, yönünü belirlemekte kullanılmaktadır. İki endeksin birbirini onaylaması kaydıyla bir dönüş noktasında yeni bir trendin başlayacağı varsayımı yapılabilir.

Yükselen ve düşen piyasaların her ikisi de üç aşamada gerçekleşmektedir. Bu aşamaların belirlenmesi ve fiyat/işlem hacmi arasındaki ilişkinin doğru kurulması sonucunda mevcut trenddeki değişimi anlayabilmek için yeterli indikatörler belirlenmiş olur.

Dow Teorisi Tahminleri’nin 1946’dan beri bu kadar başarılı olmasının sebeplerini aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:

Hisse senetleri ile para kazanmanın başlangıç noktası pazarın hangi yolla çıkış yaşadığını bilmektir. Kişilerin çoğunun piyasada doğru zamanlamanın yapılamayacağını söylemesine karşın; gerçek, çoğu yatırımcının doğru zamanı yakalayamadığıdır.

Ancak son 100 yıldır, bir sistem -Dow Teorisi- hisse senedi fiyatlarının hangi noktalarda yükseleceğini göstermektedir.

Adını kurucusu Charles Dow’dan (1880’de hem Dow Jones & Company’nin hem de The Wall Street Journal’ın kurucularından) alan Dow Teorisi, uzun dönemde hisse senetleri piyasasının sahip olduğu trendin yönünü ölçmektedir. Dow Teorisi, televizyon ve radyolarda çok sıkça bahsedilen küçük günlük veya haftalık dalgalanmaları değil, uzun dönemli trendleri ölçmektedir.

1900 ve 2000 yılları arasında piyasadaki uzun dönem trendi 27 defa yön değiştirmiş ve Dow Teorisi bu değişimlerin 25 tanesini doğru olarak tahmin etmiştir. Diğer bir ifade ile, Dow Teorisi zaman tahmininde %92.6 başarılı olmuştur.

Aşağıda bu tahminlerden birkaç örnek verilmektedir:

- 22 Ekim 1929’da Dow Teorisi hisse senedi fiyatlarının ani bir düşme (çöküntü) yaşayacağı şeklinde uyarı vermiştir. Hatırlanacağı gibi, yüzyılın en ünlü piyasa düşüşü bu tarihten sadece 1 hafta sonra 29 Ekim 1929’da yaşanmıştır.

- 1975 yılının Ocak ayında 2 yıllık bir ayı piyasasını takiben, Dow Teorisi hisse senedi fiyatlarının tekrar bir sıçrayışa geçeceğinin ve tekrar alışa geçmek için uygun zaman olduğunun sinyalini verdi. Tabi ki hisse senetlerinin fiyatları yükselişe geçti. Bir sonraki yıl boyunca DJIA %38 yükselerek yılı 852.4’ten kapattı.

- 1987 yılının Ekim ayında Dow Teorisi hisse snetlerinde bir aşağıya düşüş eğilimi öngördü. Bu mesaj, “Kara Pazartesi” olarak adlandırılan 19 Ekim gününden hemen önce, DJIA’nın tek bir işlem gününde %22.6 değer kaybettiği zamanda verilmiştir.

- 1991 yılının Ocak ayında Dow Teorisi, yeni bir Boğa Piyasası’nın başlangıcını işaret etti. Hisse senetleri yükselişe geçti ve bu yükseliş 1990’lı yılların büyük bir bölümünde devam etti.

- 4 Ağustos 1998’de, sistem yakında bir düzeltme olacağını söyledi. Ayın sonu itibarıyla, DJIA sadece 27 işlem gününde %11 değer kaybetti.

Kaynak : Borsamania

ÖNEMLİ BİLGİLENDİRME: Burada ulaşılan sonuçlar tercih edilen hesaplama yöntemi ve/veya yorum ve tavsiyede bulunanın kişisel görüşlerine dayanmakta olup,mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabileceğinden sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi sağlıklı sonuçlar doğurmayabilir.

İbrahim Akkaya kimdir?


ibrahimakkaya

2000 li yıllardan bu yana borsa üzerine kafa yoran, inandığı seyler uğruna muhteşem hatalar yapan biriyim.. 48 yaşında evli ve 2 çocuk babasıyım. Borsa ile ilgili tecrübelerimi ve teknik analizlerimi paylaşmak için sizlere bu bloğu oluşturdum. Umarım severek takip edersiniz.


Sosyal medya hesaplarım

0 yorum:

Yorum Gönder

Yazılara verilen cevaplardan haberdar olabilmek için, E-posta Yolu ile Abone Ol seçeneğine tıklayarak yapılan yorumların, E-posta adresinize gelmesini sağlayabilirsiniz. İstediğiniz zaman, aboneliği iptal et bağlantısına tıklayarak o yazıya yapılan yorumların e-postanıza gelmesini engelleyebilirsiniz.